Statistics
All Anime Stats Anime Stats
Days: 199.2
Mean Score:
5.09
- Watching75
- Completed1,352
- On-Hold67
- Dropped0
- Plan to Watch335
- Total Entries1,829
- Rewatched18
- Episodes12,340
All Manga Stats Manga Stats
Days: 12.4
Mean Score:
5.16
- Total Entries290
- Reread0
- Chapters1,944
- Volumes227
All Comments (73) Comments
hayırdır nerden çıktı yıllar sonra kmds
Yazını herhalde 3. kez okuyorum. İlki gönderdiğin zamandı. İkinci sefer ise sanırım final sınavları esnasında "çok boşladık adamı ya.." deyip bir fiil gelip, okuyup, ardından da üşenip yazmadığım zamandı. Üçüncü sefer ise tam da şu an oluyor. Ve söylemem gerekir ki her seferinde akıcı ve muntazam bir yazı olduğu söylemem lazım. Bazı konularda daha detaylı yazsan kopyalayıp belli bir başlığın altında "bu içerik hakkında fikir" olarak saklayabilirim. Bu arada Enki ve Calu sohbetlerinde böyle şeyler olduğuna eminim okuduğun zaman buna değer bulduğun şeyler olursa bir göz kırpıver ben anlarım ve hemen yürütürüm ( O _ >< )
Kendi yazdıklarını sende çok hatırlamıyorsundur muhtemelen. Bundan dolayı sorularını tekrarlayarak cevap vereyim de sen de tekrar okumak zorunda kalma (büyük hizmet)
1) Favori anime stüdyoların ve imtina ettiğin anime stüdyoları hangileri? Neden?
Yayıncı kuruluşlar veya büyük Productor'lerin hayranı olmak, logoları görüldüğü zaman heyecanlanmak bana mantıksız gelen şeylerden biridir. Sonuçta bu şirketler ve yapımcıların iyi bir içerik üretmekten çok kazandıkları paraya odaklandıkları büyük bir sır değil. Bahsi ettiğim şeyler sinamadan örnek vermek gerekirse 20th Century Fox, WB, Disney veya daha da spasifikleşirsek Lucasfilm; oyunlar konusunda Ubisoft, Sony veya yine daha da spesifikleşirsek Altus, Bioware; konumuz olan animelerede de Netflix, Funimation veya yine ve yine daha da spesifikleşirsek Anipleks, Toho veya Bandai diyebilirim. Fakat bir animenin insanlara ulaşma sürecindeki çemberin pazarlama ve dağıtım halkalarını çıkarı çekirdeğe, yani üretime gelirsek içte o zaman vizyon, iyi bir içerik yapmadaki amaç veya izleyicilere duygu aktarma arzusunu görebiliyorum. Animeler için bu merkez nokta, stüdyolar tarafından oluşturuluyor. Peki şöyle bir bakınca özgün, veya kendini bana sevdiren stüdyolar hangileri:
Shaft: Shaft'ın niye burda olduğu pekte şaşırılacak bir durum değil. Shinbou Akiyuki'nin büyük ihitmalle silah zoru ile tutulduğu düşündüğüm stüdyonun ürünlerine baktığım zaman silah zorundan çok büyük bir aşkla tutulduğunu ve sapkın bir aşık gibi bırakamadığını düşünüyorum. Öyle ki "bu adam şu, şu, şu eserleri yapmış iyi tamam da bu, bu, bu nedir arkadaş" dedirmesinin aşık olmuş bir adamın arada sırada saçmalamasından daha iyi bir şeklide açıklanamaz herhalde. Bunun yanında bir stüdyonun en ama en çok yapması gereken şeylerden biri olan elindeki franchise serisinin istikrarlı devamı konusunda da çok başarılı bir seri. Sadece Monogatari'ler değil 2000'li yıllarda Zetsubou'dan, 2017'de 3-gatsu no Lion'a kadar bu huylarına devam ettiler. Oyun dünyasının From Software'i derim
Kyoto Ani: Şahsına münhasır bir stüdyo desem yeterli olur mu? Öyle bir şahıs bu üstelik, Rin-bot'ta en ufak bir sahnesi göründüğü zaman "Aaa bu kyoto'dan" dedirtecek kadar hem de. Peki elindeki franchise'ları devam ettirme konusunda berbat bu stüdyonun aynı zamanda yaptığı türlerde türünn örneklerinden olmayı teşkil etmesi gibi bir gigachad'liği olmasın mı? (K-on yapan adamlara da chad dedim gerçi) K-On, Nichijou, Suzumiya gibi efsanelerin yanında zamanında "Visual Novel böyle uyarlanır şekerlerim" der gibi Clanned yapmışlar. (benim yorumum değil daha izlemedim ühü..) Günümüzde ise özellikle Kyoto Ani binası kundaklamasından sonra eski üretkenliklerin kaybettiler ve 2018 yılında Violet Evergarden'dan beri kendi sınırlarını zorlayacak üst düzey bir iş yapmadılar. Umuyorum ki çalışma şartlarının en rahat olduğu söylenen bu nacizane stüdyo eski şaşalı günlerine döner.
2) Monogatari severlerin kimisinde Shinbou favorilerdeyken kimisinde Nisio favorilerde bulunur (ör. ahmetdem). Sence bunun sebebi nedir? Seni Shinbou'nun direktörlüğüne bu kadar çeken neydi?
Benim açımdan en büyük sebebin aslında Monogatari adına tükettiğim ilk ürünün anime serisi olması demek zorundayım. İlk LN'ını okumuş olsaydım muhtemelen benim de fikirlerim değiebilirdi. Fakat böyle sığ bir cevap verip kaçmayacağım. Çünkü Monogatari, anime uyarlaması hiçte hafife alınacak bir uyarlama değil. Bunun yanında Akiyuki'nin önceki eserlerindeki tekniklerin Monogatari'de master seviyede olması, bu animenin şahane kurgusundaki harikalıkların LN içeriğinden gelmediğini, aksine yönetmenin bizzat kendi vizyonu olduğunu söyleyebilirim. Yalnış anlaşılmasın Nisio'nun yazdığı eser muazzam. Özellikle Second Season ve Owari sezonlarındaki bazı karakter anlatımlarındaki yazarlık eşi benzeri görülmemiş içeriğe sahip. Fakat senin yukarıda bahsettiğin gibi %83 görsel, %11 işitsel öğrenmenin vereceği feedbackler doğrultusunda animenin eşsiz kurgusunun bu eser üstündeki etkisi bence ilk sırada olduğunu söyleyebilirim.
3) Sence bahsettiğim durumda sanatçı eserlerinin sanat ölçeğinde üst sınırını belirlemekte midir, yoksa bir eser sanatsal nitelik olarak kendini yaratan sanatçının kapasitesini aşabilir mi? Bir esere sanat niteliğini bahşeden onun yaratıcısı mıdır, yoksa bu esere tanık olup ona kendi içinde anlamlar yükleyen sanatseverler midir?
Geldik yine bu konulara... Bunlar ilginç meseleler. Nasıl desem? Örneğin sen elektro gitaristsin diyelim. Ve kulağına iyi geliyor diye Beatless'in Yellow Submarine şarkısının Riff'lerini aldın. Bunun yanında dedin ki "Ben yerli Rock gruplarından Mor ve Ötesi'nin Cambaz parçasındaki melodiyi kullanacağım" Dedin ve yaptın. Senin yaptığın şey kulağa iyi gelen bir tını oluşturmaktı. Fakat bu esnada Eurovision'da Avrupayı eleştiren bir şarkı ile 1960'larda LSD uyuşturucusu etkisinde yazılan bir şarkıyı karıştırdın ve senin hayranın seyircilerin sana: Batının kirli ve karanlık yüzünü batı müziği ile eleştirmek için yaparken tarzlarını alıp adeta batının iyi tarafını alacaksın mesajını verirken geçmişine hak ettiği değerlere saygı göstermeyi unutmayan bir sanat eseri! Yorumunu alıyorsun. Peki bu durumda sanat eseri sanatçıyı geçti mi? Bilmiyorum :D
Üstte hafif dalga geçerken olabilecek hatta sık sık olan bir durumdan bahsettim. Ve bu da akla bilinçli duygu veya düşünceyi aktarmak amacı içeren eserlerdeki o amacı vermeye çalışan sanatçılara getiriyor konuyu. Fakat bu bir ders kitabı olmadığı ve sanatçının bu düşünceleir aktarmak için "aracılar" kullanmasından dolayı o "aracı" unsurların kendi etkenlikleri elbette oluyor. Örneğin uzaylılar ile insanlar arasında "bunlar aynı şarkı düşünmeye gerek yok" amacı ile iki tarafın da kanını akıttığın zaman bir tarafın yeşil, diğer tarafın kırmızı kan akıttığını düşün. Kırmızının verdiği heyecan, yüksek tansiyon ile yeşilin verdiği sakinlik ve güven hissi eşit bir karşılık görmeyecektir. Bunun yanında kullanılan tekniğin başka amaçlarla kullanıldığı diğer eserlerde farklı sonuçlar çıkarmamıza sebebiyet verebilir. Örneğin bir başarı sahnesinde hiç müzik kullanmayarak o anın epikliğini içimizde yaşatmak isteyen bir yönetmenin amacı ile Postal 1 oyununda katilam yaparken müzik çalmaması ayrı konular. Ama aynı teknikler. Kısacası birçok etken mekanizma var ve bu da dönüp dolaşıp bir eseri kendi içinde incelemeye varıyor. Örneğin SAO animesinde detaylara, müziklere bakıp özel bir şey aramamam gibi. Fakat Ghost in the Shell'de durdurup durdurup izlemem gibi. Anladın sen ya işte :D
4) Son olarak hayat iyi gidiyor. Final haftası yaklaştığı için hafif stresli, senin nasıl gidiyor?
Nolmuş bize usta ikimizde sınav haftasını bitirmişiz. Yaşlanıyoruzz yaşlanıyoruzzzz....!
Aaa yazı bitti.
--------------------
-> Animeler haricinde tükettiğin ve üstüne "ben bunun hakkında detaylı detaylı konuşurum" dediğin başka sektörler var mı?
-> Daha önce başka bir konuşmamızda Japon elinden çıkmayan ürünler ve Japon ürünleri diye bir kıyasa girmiştin. Japon yapımı ürünlerin diğer ürünlerden farkı ne? Sadece anime olarak değil müzik, oyun, sanat genel.... olarak.
-> Animelerin görsel bir ürün olmasından dolayı altyazı ile tüketmek aslında ana bağlamdan farklı veya aykırı bir yöntem değil mi? Bunun kayıp veya varsa kazanımları neler olabilir?
-> Bu kadar anime izlemene rağmen "bu türde" eksiğim dediğin türler var mı? Varsa neler?